Babalık davası nedir ve nasıl açılmalıdır sorularına yanıt vermeye çalışacağız. Babalığın tespiti davası olarakta bilinen bu dava hakkında detaylarla kafanızdaki soruları yanıtlayacağız.
Babalık Davası Nedir?
Evlilik dışı doğmuş bir çocuğun baba ile soybağını kurabilmesi için iki seçenek bulunmaktadır: Babanın çocuğu resmi olarak tanıması veya babalık davası açılması. Babalık davası, babanın çocuğu tanımadığı durumlarda çocuğun babasıyla olan soybağının mahkeme kararıyla oluşturulmasını sağlayan bir dava türüdür. Bu dava, “babalığın hükmen tespiti davası” olarak da bilinir. Babalık davası, soybağının belirlenmesi ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi açısından önemli bir dava türüdür. Türk Medeni Kanunu’nun 284 ve devamındaki maddelerde bu konuya özel hükümler getirilmiştir. Teknik ve hukuki detayların dikkatle ele alınması gereken bir süreç olduğundan, zaman kaybını önlemek ve sürecin sağlıklı ilerlemesini sağlamak adına titizlikle yürütülmelidir.
Babalık Davası Nasıl Açılır?
Babalık davası açılabilmesi için belirli şartların sağlanması gerekmektedir. İlk bakışta karmaşık ve anlamsız gibi görünen bu şartlar, aslında soybağının düzenli bir şekilde kurulması ve hukukun temellerine uygun olması adına önemlidir. Babalık davasının temelleri Roma Hukuku’na dayanmaktadır ve bu nedenle belirli kurallar çerçevesinde açılması gerekmektedir.
Babalık davası açılması için aranan şartlar:
- Çocuk ile biyolojik baba arasında bir soybağı ilişkisinin henüz kurulmamış olması,
- Çocuk ile başka biri arasında soybağı mevcut ise, bu soybağının reddi davası ile kaldırılmış olması,
- Davayı açacak tarafın durumu Cumhuriyet savcısına ve Hazine’ye bildirmiş olması,
- Anne tarafından açılan davalarda kayyımın, kayyım tarafından açılan davalarda ise annenin bilgilendirilmesi.
Babalık davası, yetkili mahkemeye sunulan bir dava dilekçesi ile açılmaktadır. Davanın teknik detaylar içermesi ve süreçte hak kaybı yaşanmaması adına, uzman bir avukatın hukuki desteği ile yürütülmesi önemle tavsiye edilmektedir.
Babalık Davasını Kimler Açabilir?
Türk Medeni Kanunu’nun 301. maddesine göre, babalık davası yalnızca anne veya çocuk tarafından açılabilir. Ancak çocuğun menfaatleri ön planda tutularak, bazı durumlarda farklı uygulamalar da gündeme gelmektedir. Örneğin, çocuk adına babalık davasını annenin değil, kayyımın açması gerekebilir. Bu, tarafsızlığın sağlanması ve çocuğun çıkarlarının korunması için önemli bir uygulamadır.
Türk Medeni Kanunu 301/1. Maddesine Göre:
“Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler.”
Baba Evlilik Dışı Çocuğunu Nasıl Nüfusuna Alır?
Evlilik dışında doğmuş bir çocuğu baba nüfusuna almak için babalık davası açması gerekmez. Kanun, babaya çocuğu tanıma imkanı sunmaktadır. Anne veya çocuk tarafından babalık davası açılması ise, babanın çocuğu tanımayı reddetmesi durumunda gündeme gelir. Bu nedenle, babalık davası açma hakkı sadece anne ve çocuğa tanınmıştır. Ancak, biyolojik babanın çocuğu tanıması da belirli şartlara bağlıdır. Eğer çocuk başka bir erkekle soybağı ilişkisine sahipse, önce bu soybağının reddedilmesi gerekir.
Babalık Davası Kime Karşı Açılır?
Babalık davasında davalı, baba olduğu iddia edilen kişidir. Ancak bu kişi vefat etmişse, dava babanın mirasçılarına karşı açılır. Eğer baba hiç mirasçı bırakmamışsa, miras devlete kaldığından dava devlete karşı da açılabilir.
Babalık davasının açılabileceği kişiler:
- Baba olduğu iddia edilen kişi,
- Baba ölmüşse, mirasçıları,
- Mirasçılar yoksa, devlet.
Babalık Davasında Diğer Talepler
Babalık davası yalnızca baba ile çocuk arasında soybağı kurulmasını sağlamaz, aynı zamanda anne mali haklarını da talep edebilir. Ancak bu talepler, Türk Medeni Kanunu’nun 304. maddesinde yer alan haklarla sınırlıdır. Annenin manevi tazminat talebi ise ayrı bir dava ile genel mahkemelerde talep edilmelidir. Yargıtay kararları da bu durumu desteklemektedir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/4770 E., 2019/3562 K. kararı). Eğer babalık davasında manevi tazminat talebinde bulunulmuşsa, dosya ayrı bir dava olarak ele alınmalıdır.
Türk Medeni Kanunumuzun “Ananın Mali Hakları” Başlıklı 304. Maddesine Göre:
“Ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki giderlerin karşılanmasını isteyebilir: 1. Doğum giderleri, 2. Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri, 3. Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler. Çocuk ölü doğmuş olsa bile hâkim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir. Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilir.”
Babalık davasını hem çocuk hem de anne açsa, çocuk için babadan nafaka talep edilebilir. Bu nafaka, çocuğun erginlik yaşına kadar devam eden iştirak nafakası niteliğindedir. Çocuk, ergin olduktan sonra hala maddi desteğe ihtiyaç duyuyorsa, yardım nafakası talep edebilir. Yardım nafakası davası ise erginliğe ulaşan çocuk tarafından açılmalıdır.
Babalık Davasında Deliller ve İspat Süreci
Babalık davası, soybağına ilişkin bir dava olduğundan, Türk Medeni Kanunu’nun 284. maddesine göre maddi gerçekler hakim tarafından re’sen araştırılır ve deliller serbestçe değerlendirilir. Aynı maddeye göre, taraflar soybağının belirlenmesi için gerekli olan ve sağlık açısından tehlike oluşturmayan araştırmalara rıza göstermek zorundadır. Taraflar bu yükümlülüğü yerine getirmezse, mahkeme durumun gereklerine göre, ilgili incelemelerden beklenen sonucun aksi yönde gerçekleştiğini kabul edebilir.
Bu nedenle, babalık davasında delillerin değerlendirilmesi ve yargı sürecinin yönetilmesi konusunda hakimin geniş bir yetki alanı vardır. Hakim, gerekli gördüğü incelemeleri yaparak davanın ispatına yönelik tüm kanıtları serbestçe inceleyebilir.
Türk Medeni Kanunumuzun 284. Maddesine Göre:
“Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır: 1. Hâkim maddî olguları re’sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. 2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.”
Babalık Davasında Maddi Tazminat ve Nafaka Talepleri
Babalık davasında, babalığın hükmen tespitinin yanı sıra çocuk için maddi tazminat ve nafaka taleplerinde de bulunulabilir. Çocuk için talep edilen nafaka, iştirak nafakası olarak adlandırılır ve çocuğun erginliğe kadar olan ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla verilir. Çocuğun erginliğe ulaşmasından sonra da maddi desteğe ihtiyaç duyulursa, yardım nafakası talep edilebilir. Yardım nafakasını ise ergin olan çocuk kendi adına açabilir.
Babalık Davasında Deliller ve İspat Süreci
Babalık davasında kullanılabilecek deliller çeşitlidir. Bunlar arasında nüfus kayıtları, tanık beyanları, DNA testi, doğum ve hastane kayıtları, çocuğun bakımına dair masraflara ilişkin belgeler, mesajlaşma ekran görüntüleri gibi çeşitli kanıtlar yer alır. Ancak, Türk Medeni Kanunu’nun 284. maddesi uyarınca, taraflarca sunulmasa bile, hakim maddi gerçekleri re’sen araştırma ve delilleri serbestçe takdir etme yetkisine sahiptir.
a) Babalık Davasında DNA Testinin Rolü
DNA testi, babalık davasının en kritik delillerinden biridir. Bilimsel yöntemlerle gerçekleştirilen DNA testleri, çocuğun baba olduğu iddia edilen kişiyle biyolojik bağını %99.9 oranında kesinlik ile belirleyebilir. Bu nedenle DNA testi sonuçları, hakimin kararında önemli bir rol oynar.
DNA testi yapılırken uygulama kurallarına ve Yargıtay kararlarına uygun hareket edilmelidir. Aksi takdirde, testin usule uygun yapılmaması temyiz veya istinaf aşamalarında kararı bozabilir. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, tek hekim tarafından düzenlenen raporun yeterli olmadığını ve Adli Tıp Kurumu’ndan heyet raporu alınması gerektiğini belirtmiştir (Yargıtay 2021/5966 E., 2021/9684 K. kararı).
b) Babalık Davasında Tanık Beyanlarının Rolü
Tanık beyanları, babalık davasında diğer deliller kadar güçlü bir etkiye sahip değildir. Zira hakim, soybağının tespiti için re’sen araştırma yapabilir ve delilleri serbestçe takdir edebilir. DNA testi gibi bilimsel kanıtlar varken, tanık beyanlarına dayalı bir hüküm verilmesi pek olası değildir. Bu tür bir hüküm verilse bile, temyiz aşamasında bozulma riski yüksektir. Bu nedenle, davada DNA testi yapılması ve usule uygun delil sunulması önem taşır.
Babalık Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Babalık davasına bakmaya aile mahkemesi görevlidir. Ancak aile mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemesi aile mahkemesi sıfatıyla bu davaya bakar. Yetkili mahkeme ise Türk Medeni Kanunu’nun 283. maddesine göre, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesidir.
Babalık Davasında Hak Düşürücü Süreler
Babalık davalarında zamanaşımı değil, hak düşürücü süre uygulanır. Anne için hak düşürücü süre, çocuğun doğumundan itibaren 1 yıldır. Ancak çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı varsa, bu süre soybağının kaldırılmasından itibaren işlemeye başlar. Haklı sebeplerin varlığı halinde, bu bir yıllık süre geçtikten sonra dava açılabilir. Gecikme sebebi ortadan kalktıktan sonra 1 ay içinde dava açılmalıdır. Çocuk açısından ise herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir, dolayısıyla çocuğun her yaşta babalık davası açma hakkı vardır.
Önemli not: Babalık davası, çocuk henüz doğmadan, anne hamileyken de açılabilir.
Babalık Davasına İlişkin Yargıtay Kararları
-
Babalık davasında DNA testi usulü,
-
Babalık davasında DNA testi için baba olduğu iddia edilen kişi ile çocuktan alınacak örneklerin aynı anda ve birlikte DNA örneği vermek üzere sevk edilmesi ve Adli Tıp Kurumundan bu şekilde rapor alınması gerekliliği,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/5738 E., 2021/9678 K. sayılı kararı “İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Babalık Davası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı … tarafından, asıl davanın reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl dava babalığın hükmen tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, küçüğe kayyım atanmış, Hazine ve Cumhuriyet savcısına dava ihbar edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra … Adli Tıp Kurumu’ndan DNA raporu alınmış, … Adli Tıp Kurumu’nun 09.05.2016 tarihli “…’in, … için BİYOLOJİK BABALIĞI REDDEDİLDİĞİ” mütalaasında bulunan rapor gereğince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı … tarafından asıl davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya incelendiğinde; davacı-davalı … tarafından, hükme dayanak adli tıp kurumu raporuna karşı süresinde itiraz talebinde bulunduğu, itirazında davalı-davacı … yerine bir başkasından DNA örneği alınmış olabileceği, DNA örneklerinin aradan çok uzun zaman geçtikten sonra alınmış olmasının rapor sonucuna etki edebileceğini belirtmiştir. Mahkemece, davacı anne …, soybağı düzenlenecek olan küçük Pelin Hayat ve baba olduğu iddia edilen davalı …’in aynı anda birlikte DNA örneği vermek üzere sevk edilerek yeniden Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerekirken, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar karşılanmadan bu rapor ile yetinilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulmasına gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeple temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 16.12.2021 (Prş.)
-
Babalığın hükmen tespiti yani babalık davasında yargılama giderleri ve vekalet ücreti
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/5860 E., 2021/9679 K. sayılı kararı “İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Babalık Davası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı … tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dava, babalığın hükmen tespitine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulü babalığın tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafından yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. O halde ilk derece mahkemesi hükmünün davanın kabulüne ile babalığın tespitine ilişkin bölümü istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Bu nedenle davalının, davanın kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının, davanın kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davalının diğer temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.16.12.2021 (Prş.)
-
Babalık davasında DNA testinin en yakın Adli Tıp Kurumundan alınması gerekliliği,
-
Babalık davasında üniversite başhekimliğinden tek hekim tarafından düzenlenen raporun hüküm kurmaya elverişli görülmemesi,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/5966 E., 2021/9684 K. sayılı kararı “İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Babalık Davası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava babalığın hükmen tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, küçüğe kayyım atanmış, Hazine ve Cumhuriyet savcısına dava ihbar edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra İnönü Üniversitesi … Tıp Merkezi Başhekimliği Genetik Tanı Merkezinden DNA raporu alınmış, 03.03.2016 tarihli tek hekim tarafından düzenlenen ve “% 99,99 olasılıkla babası olabileceği” mütalaasında bulunan rapor gereğince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Soybağını düzenleyen davaların kamu düzeninden olduğu gözetilerek hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde araştırma yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle DNA raporlarının uzmanlardan oluşan bir heyet tarafından düzenlenmesi gerekmektedir. Mahkemece, en yakın Adli Tıp Kurumundan heyet raporu alınması gerekirken, tek hekim tarafından düzenlenmiş rapor ile yetinilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16.12.2021 (Prş.)
-
Babalık davasında nafaka ve tazminat,
-
Babalık davasında manevi tazminat talep edilmesi halinde dosyada manevi tazminat yönünden tefrik gerçekleştirilerek asliye hukuk mahkemesine gönderilmek üzere görevsizlik hükmü kurulması,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/4770 E., 2019/3562 K. sayılı kararı “İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka-Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminat taleplerinin reddi ile nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Dava TMK’nun 304. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir. Davacı kadın davalı ile evlilik dışı ilişkileri nedeniyle hamile kaldığını, bu sebeple çocuğun doğum giderleri, doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri, gebelik ve doğumun gerektirdiği giderleri olmak üzeri 5.000.- TL maddi, sosyal çevrede dışlanması sebebiyle yaşadığı manevi zarar karşılığı ise 20.000.-TL manevi tazminat talep etmiştir.
Çocuk ile baba arasındaki soybağı, ana ile evlilik, tanıma ya da hakim hükmüyle kurulabilmektedir (TMK m. 282/2). Toplanan delillerden, davaya konu küçük çocuğun 17.12.2013 tarihinde dünyaya geldiği ve baba tarafından nüfus memuruna beyanla tanındığı anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 304. maddesinde ananın babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından doğum giderleri, doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri, gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderleri isteyebileceği hüküm altına alınmıştır. Mahkemece davacının maddi tazminat niteliğindeki doğum giderleri, doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri, gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderlere ilişkin talebi ile ilgili doğum yapılan hastaneden doğum belgelerinin istenmesi, taraf delillerinin toplanması, delillerin bu çerçevede incelenerek, gerektiğinde giderler konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3- Manevi tazminat istemine yönelik yapılan incelemede; Türk Medeni Kanunu’nun 304. maddesi ananın mali haklarını hüküm altına almıştır. Davacı kadının Türk Medeni Kanunu’nun 304. maddesinde yazılan mali haklar dışındaki manevi tazminat istemi Borçlar Kanunundan kaynaklanmakta olup aile mahkemelerinin görev alanı dışındadır. (B.K 49. ve 58.). Bu açıklamalar uyarınca manevi tazminata yönelik dava; Türk Medeni Kanununun 304. maddesinden değil Borçlar Kanunu 49. ve 58. maddelerinden kaynaklı olup, davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp karara bağlanılması zorunludur. Davacı başvuru harcını yatırmıştır. Başvuru harcı dava dilekçesindeki tüm istekleri kapsar. O halde mahkemece, bu istekle ilgili davacıya nispi harcın tamamlanması için süre verilmesi, verilen süre içinde eksik nispi harç tamamlandığı takdirde bu talep yönünden tefrik ve görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temiyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.03.2019 (Çrş.)
Comments (5)
Merhaba, yazınızı büyük bir ilgiyle okudum. Evlilik dışı bir çocuğun babası tarafından tanınması ve bu sürecin nasıl işlediğini detaylı bir şekilde anlatmanız çok faydalı olmuş. Özellikle DNA testinin bu davalarda ne kadar önemli olduğunu öğrenmek beni şaşırttı. Genelde tanık beyanlarının yeterli olacağını düşünürdüm ancak sizin de belirttiğiniz gibi, bu davaların kesin delillere dayalı olması gerçekten çok anlamlı. Babalık davası ile ilgili hak düşürücü süreler konusu da çok önemli, umarım herkes bu yazıyı okuduktan sonra haklarını zamanında arar.
Yazınızı okurken aile hukukuyla ilgili bilmediğim ne kadar çok şey olduğunu fark ettim. Babalık davasında çocuğun nafaka hakkından bahsetmişsiniz, bu gerçekten hayati bir bilgi. Özellikle çocuğun ergin olduktan sonra yardım nafakası talep edebilmesi çok mantıklı. Bir babanın çocuğuna karşı sorumluluklarının çocuk ergin olsa bile devam etmesi gerektiğini düşünüyordum ve yazınız bunu hukuki açıdan çok güzel açıklamış. Ayrıca DNA testine dair verdiğiniz Yargıtay kararları çok bilgilendirici, bu konuların ne kadar hassas olduğunu anladım.
Merhaba, babalık davası gibi karmaşık bir hukuki süreci bu kadar anlaşılır bir dille anlatmış olmanız gerçekten çok değerli. Özellikle davanın nasıl açılacağı ve kimlere karşı açılabileceği konularında verdiğiniz bilgiler çok net. Babalık davasında DNA testinin %99.9 doğruluk payı olduğundan bahsettiğiniz kısım gerçekten dikkat çekici. Bunun dışında, babanın mirasçılarının olmaması halinde davanın devlete karşı açılabileceği konusunu hiç duymamıştım. Bu süreçleri yaşayanlar için yol gösterici bir içerik olmuş
Çocukların haklarını koruma noktasında babalık davalarının ne kadar önemli olduğunu sayenizde daha iyi anladım. Özellikle çocuğun nafaka talep edebilme hakkı ve bu nafakanın erginliğe kadar devam edebilmesi çok kritik bir bilgi. Bunun yanında, yazıda yer alan DNA testi detayları, davaların ne kadar bilimsel kanıtlara dayandığını gösteriyor ve bu adaletin sağlanması açısından çok önemli. Tanık beyanlarının zayıf kalması, tamamen objektif ve bilimsel bir sürecin yürütülmesi açısından çok yerinde bir uygulama gibi görünüyor. Hukuki süreçleri anlamak isteyen herkesin okuması gereken bir yazı olmuş, tebrik ederim.
Merhaba, bu konu hakkında uzun süredir araştırma yapıyordum ve yazınız gerçekten çok aydınlatıcı oldu. Babalık davalarının nasıl açılacağını ve bu süreçte hangi delillerin sunulabileceğini oldukça detaylı açıklamışsınız. Özellikle DNA testinin ne kadar önemli olduğunu ve bu konuda Yargıtay’ın nasıl kararlar verdiğini öğrenmek beni çok etkiledi. Aynı zamanda hak düşürücü süreler konusunda yaptığınız uyarılar da dikkat çekici. Herkesin bu süreçte haklarını koruyabilmesi için bilgilendirici bir rehber olmuş. Teşekkür ederim, çalışmalarınızın devamını diliyorum