Sosyal medyada suç içerikleri nasıl bildiriliyor ve şikayet ediliyor? İnternette karşılaştığınız suç içeriklerini görmezden gelmek zorunda değilsiniz; yasal bildirim yolları mevcut ve etkilidir.
Sosyal Medyada Suç İçerikleri Nasıl Bildirilir?
Günümüzde sosyal medya yalnızca paylaşım yapılan bir mecra olmaktan çıktı; suç teşkil eden içeriklerin yayıldığı ve hızla yayıldığı bir alana dönüştü. İlk olarak, bilinmelidir ki; sosyal medya üzerinde yapılan her paylaşım, fiziksel dünyadaki davranışlar gibi hukuki sorumluluk doğurur. Kişilere hakaret etmek, tehditte bulunmak, özel bilgileri ifşa etmek, cinsel içerikli materyaller paylaşmak veya nefret söylemi kullanmak açıkça suç kapsamına girer. Bu nedenle, bu tür içeriklerle karşılaşıldığında yalnızca sosyal medya platformuna şikâyette bulunmak yeterli değildir. Aynı zamanda, bu içeriklerin Cumhuriyet Savcılığı’na da bildirilmesi gerekir. Bu yüzden, suç içeriğinin ekran görüntüsünü almak, paylaşımın linkini kaydetmek ve tarih bilgisini belgelemek çok önemlidir. Ayrıca, bu içeriklerin silinmiş olması, şikâyet hakkınızı ortadan kaldırmaz; deliller varsa işlem yapılabilir.
Hangi Paylaşımlar Suç Olarak Bildirilebilir?
Sosyal medyada herkesin ifade özgürlüğü vardır, ancak bu özgürlük sınırsız değildir. Özellikle, bir başkasına yönelik doğrudan hakaret, iftira, tehdit, şantaj, cinsel taciz, özel hayatın gizliliğini ihlal, çocuk istismarı içeren ifadeler ya da görüntüler doğrudan suçtur. Fakat, ifade özgürlüğü ile suç arasındaki çizgi çoğu zaman yanlış anlaşılmaktadır. Halbuki, bir kişiyi eleştirmek ile onu aşağılamak ya da ona iftira atmak arasında ciddi fark vardır. Bu bağlamda, suç içeriği ile karşılaşan bir kişi, bunun gerçekten suç teşkil edip etmediğini anlayamıyorsa, bir hukuk uzmanına danışmalı ya da tereddüt etmeksizin savcılığa başvurmalıdır. Kısacası, suça maruz kalmak kadar, suça tanık olmak da sorumluluk doğurabilir.
Suç İçerikleri Nerelere Bildirilebilir?
Suç içeriklerini bildirmenin en etkili ve resmi yolu, Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmaktır. Bunun için e-Devlet üzerinden veya doğrudan adliyeye gidilerek şikâyet dilekçesi verilebilir. Bu nedenle, dilekçeye olayın ekran görüntüsü, bağlantı adresi, tarih ve saat bilgileri gibi belgeler eklenmelidir. Üstelik, suç içeriği çocukları, kamu düzenini ya da devlet güvenliğini ilgilendiriyorsa, ihbar yükümlülüğü daha da önem kazanır. Genellikle, kullanıcılar sadece platform içi şikâyet araçlarını kullanır, lakin bu şikâyetler çoğu zaman içerik kaldırma dışında bir sonuç doğurmaz. Yalnız, bazı suçlar için sosyal medya şirketlerinin harekete geçmesi yeterli olmayabilir. Bu gibi durumlarda adli mercilere başvurmak şarttır. Artık, içeriklerin tespit edilmesi, IP adreslerinin belirlenmesi ve kullanıcı kimliklerinin açığa çıkarılması çok daha hızlı ilerlemektedir. Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı da bu tür şikâyetleri değerlendirerek işlem başlatabilmektedir.
Suç İçerikleri Nasıl Delillendirilmelidir?
Suç içeriğini bildirmek isteyen kişinin, içerik silinmeden önce delilleri usulüne uygun biçimde arşivlemesi gerekir. En basit yöntem ekran görüntüsü almak olsa da, bunun yanında paylaşımın URL’si, paylaşım tarihi ve varsa yorumlar da kayıt altına alınmalıdır. Fakat, delilin sahte veya montaj olduğunun anlaşılması, şikâyeti geçersiz hale getirir. Bu yüzden, noter onaylı tespit ya da uzman bilirkişi desteğiyle delil sunmak daha güçlü olur. Ayrıca, içeriklerin silinmiş olması hâlinde, mahkeme kararıyla sosyal medya platformlarından bilgi talep edilebilir. Ne yazık ki, bazı kişiler delil toplamadan içerik silinince şikâyet hakkını kaybetmektedir. Bu bağlamda, hızlı hareket etmek hem mağduriyetin giderilmesini sağlar hem de suçun başka kişilere zarar vermesini önler.
Sessiz Kalmak Suça Göz Yummaktır
Sosyal medya, özgürlük alanı olduğu kadar, sorumluluk alanıdır. Ama, suç içeriklerini görmezden gelmek, toplumsal olarak daha büyük zararlara yol açabilir. Bu nedenle, suç teşkil eden paylaşımlarla karşılaşan herkes, gerekli şikâyet mekanizmalarını bilmek ve uygulamak zorundadır. Kısacası, artık herkesin dijital yurttaşlık bilincine sahip olması, yalnızca kendi hakkını değil, başkalarının da haklarını koruması gerekir. Ancak, bildirim yapılmadığında suç cezasız kalır ve suç işleyen kişi cesaretlenir. Fakat, hukuki sürecin nasıl işletileceği bilinmediğinde mağdurlar çoğu zaman pasif kalır. Özellikle, çocuklara yönelik içerikler veya organize nefret kampanyaları gibi konularda profesyonel destek almak hayati önemdedir. Ayrıca, sahte hesaplar üzerinden yapılan suçlarda dijital iz sürme ve IP tespiti gibi teknik adımlar için uzmanlık gerekir. Hatta, bu tür içerikler nedeniyle maddi veya manevi zarar gören kişiler tazminat davası da açabilir. Lakin, süreç zamanında başlatılmazsa birçok hak düşebilir. Aynı zamanda, her sosyal medya kullanıcısı hem haklarının hem de sorumluluklarının farkında olmalı, gerektiğinde adım atmaktan çekinmemelidir.
Bir yanıt yazın