Sosyal medya içerikleri nasıl delil olarak kullanılıyor hiç merak ettiniz mi? Sizlere bu konu hakkında net bilgiler vereceğiz. Sosyal medya paylaşımlarınız sadece takipçilerinize değil, gerekirse mahkemeye de ulaşabilir.
Sosyal Medya İçerikleri Nasıl Delil Olarak Kullanılır?
Sosyal medya artık yalnızca iletişim ve paylaşım alanı değil; aynı zamanda yargılamalarda delil olarak kullanılabilen bir dijital alan haline gelmiştir. İlk olarak, hukuken geçerli bir delilin taşıması gereken temel unsurlar, sosyal medya içerikleri için de aynen geçerlidir. Bunlar: gerçeğe uygunluk, usule uygun elde edilme, güvenilirlik ve değiştirilemezliktir. Yani bir ekran görüntüsünü delil olarak sunmak yeterli değildir; o görüntünün ne zaman, kim tarafından, ne şekilde oluşturulduğu ve değişikliğe uğrayıp uğramadığı mutlaka ortaya konmalıdır. Bu nedenle, sosyal medya içeriklerini delil olarak kullanmak isteyen kişiler bu süreci yalnızca teknik değil, aynı zamanda hukuki kurallara uygun şekilde yürütmelidir. Aynı zamanda, bu içeriklerin nasıl sunulduğu, davanın gidişatını doğrudan etkileyebilir.
Hangi Sosyal Medya Paylaşımları Delil Niteliği Taşır?
Sosyal medya paylaşımları hukuki delil sayılabilir, ancak her paylaşım delil olarak mahkemece kabul edilmez. Özellikle, doğrudan bir kişiye yönelik hakaret, tehdit, iftira, özel hayatın gizliliğini ihlal eden içerikler açıkça delil olarak değerlendirilebilir. Fakat, paylaşılan içeriğin ekran görüntüsü alınması tek başına yeterli olmayabilir. Ekran görüntüsünün üzerinde tarih, saat, kullanıcı adı gibi verilerin görünür olması şarttır. Bu yüzden, ekran görüntüsünün mümkünse noterden ya da bilirkişi eşliğinde alınması delil değerini artırır. Üstelik, linki ile birlikte sunulan içerikler mahkemede kaynağı doğrulanabilir nitelikte olduğu için daha güçlü kabul edilir. Bu bağlamda, sosyal medyada karşılaşılan her hukuka aykırı paylaşım belgelenmeli ve zamana yayılmadan arşivlenmelidir. Kısacası, sosyal medyada yer alan bir içerik hem ceza hem hukuk davalarında delil olarak kullanılabilir.
Delil Toplarken Hangi Yöntemler Tercih Edilmelidir?
Mahkemelerde delil olarak kabul edilecek sosyal medya içerikleri, belirli kurallara uygun şekilde toplanmalıdır. Genellikle, kişiler ekran görüntüsü alarak hızlıca belge oluşturmaya çalışır. Bu yöntem faydalı olabilir, lakin içerik daha sonra silinirse delilin geçerliliği tartışmalı hale gelebilir. Bu nedenle, içeriklerin noter aracılığıyla tespit ettirilmesi en sağlam delil yöntemi olarak kabul edilir. Alternatif olarak, adli bilişim uzmanı desteğiyle içeriklerin dijital izlerinin kayda alınması da mümkündür. Yalnız, sosyal medya platformlarının bazıları belirli süre sonra içerikleri siler ya da gizler. Artık, sosyal medya şirketlerinin Türkiye’de temsilcilik bulundurması sayesinde mahkemeler gerekli görülen durumlarda içerik talebinde bulunabilir. Ayrıca, IP adresi ve kullanıcı kimliği gibi bilgiler de teknik takip sonucu elde edilebilir. Bu yüzden, şikâyet dilekçeleri hazırlanırken içeriklerin net biçimde açıklanması ve dosyaya eklenmesi gerekir.
Sosyal Medya Delilleri Ceza ve Hukuk Davalarında Nasıl Kullanılır?
Sosyal medya içerikleri hem ceza hem de hukuk davalarında kullanılabilir. Ceza davalarında tehdit, hakaret, iftira gibi suçlarda delil olarak sunulabilirken, hukuk davalarında ise manevi tazminat, özel hayatın ihlali, kişilik haklarının zedelenmesi gibi durumlarda mahkemeye sunulabilir. Fakat, delil olarak sunulan içeriklerin güvenilirliği sorgulanırsa hâkim bunu dikkate almayabilir. Bu nedenle, delilin nasıl elde edildiği, ne zaman ve kim tarafından oluşturulduğu net olarak açıklanmalıdır. Ne yazık ki, bazı davalarda delilin usule uygun şekilde toplanmaması nedeniyle içerik geçersiz sayılmakta ve mağdur hak kaybı yaşamaktadır. Bu bağlamda, sosyal medya içeriklerinin delil haline dönüştürülmesinde profesyonel hukuki destek almak büyük önem taşır. Hatta, doğru toplanmış bir sosyal medya delili, davanın seyrini baştan sona değiştirebilir.
Sosyal Medya Delili, Rastgele Ekran Görüntüsünden Fazlasıdır
Sosyal medya içerikleri, çağımızın yeni nesil delil türleri arasında yerini almıştır. Ama, bu içeriklerin etkili olabilmesi için usule uygun şekilde sunulması şarttır. Bu nedenle, mağdur olan kişilerin içerik silinmeden delil toplaması ve bu süreçte bir avukattan destek alması gerekir. Lakin, içerikler silinse bile sosyal medya şirketlerinden yasal yollarla bilgi talep edilebilir. Kısacası, dijital deliller geleneksel belgeler kadar önemlidir ve doğru sunulursa mahkemelerde güçlü etki yaratır. Ancak, yanlış toplanan ya da sahte delillerle dava yürütmek hem hukuki hem cezai yaptırımlar doğurabilir. Özellikle, dijital iz takibi, IP tespiti ve adli bilişim uzmanlığı gibi konular karmaşık yapılar içerdiği için uzman desteği kaçınılmazdır. Ayrıca, her olay kendi koşulları içinde değerlendirilmelidir; genel kurallar üzerinden dava stratejisi yürütülmemelidir. Artık, sosyal medya paylaşımları yalnızca sosyal değil, aynı zamanda hukuki sorumluluk taşır ve mahkemelerde ciddiyetle ele alınır. Fakat, birçok kişi hâlâ bu içeriklerin dava konusu olabileceğini bilmediği için geç harekete geçmektedir.
Bir yanıt yazın