Mobbing ve iş hukuku hakkında haklarınızı koyurabilmek için nasıl adımlar atmalısınız? Eğer çalıştığınız işyerinde mobbing söz konusu ise haklarınızı koruyun.
Mobbing ve İş Hukuku: Haklarınızı Nasıl Koruyabilirsiniz?
Mobbing Nedir? İş Yerinde Psikolojik Tacizin Tanımı
Mobbing, işyerinde bir çalışana yönelik sistematik şekilde yapılan yıldırma, dışlama, aşağılayıcı davranışlar ya da psikolojik baskılar bütünüdür. Bu durum genellikle kişinin mesleki itibarını zedelemeyi, iş ortamından uzaklaştırmayı ya da istifaya zorlamayı amaçlar. İlk olarak, mobbingin sadece yöneticiler tarafından değil, çalışma arkadaşları tarafından da uygulanabileceğini bilmek gerekir. Mobbing, tek bir kötü davranıştan ibaret değildir; süreklilik arz eden sistematik davranışlarla karakterizedir. Bu nedenle, tek seferlik bir tartışma ya da uyarı mobbing olarak değerlendirilmez.
Ancak kişi sürekli olarak küçük düşürülüyor, dışlanıyor, sözlü ya da yazılı olarak baskı altına alınıyorsa; ortada ciddi bir mobbing vakası vardır. Aynı zamanda, çalışanın performansının düşmesi, işine olan motivasyonunun kaybolması ve psikolojik sağlığının bozulması gibi belirtiler de mobbingin iş yaşamındaki etkilerine işaret eder. Bu yüzden, bu tür davranışlara karşı sessiz kalmak yerine yasal hakları bilmek ve harekete geçmek hayati önem taşır.
İş Hukukuna Göre Mobbing’e Karşı Hangi Haklara Sahibiz?
Türk İş Hukuku, iş yerinde psikolojik tacize uğrayan çalışanları açıkça korumaktadır. Anayasa, Borçlar Kanunu, İş Kanunu ve hatta Türk Ceza Kanunu’nda mobbinge karşı dolaylı ya da doğrudan hükümler bulunmaktadır. Fakat, birçok çalışan bu hakların farkında olmadığı için mobbinge maruz kaldığı halde sessiz kalmakta, çoğu zaman da hak kaybına uğramaktadır. Bu yüzden, işçilerin sadece iş tanımlarını değil, iş yerindeki huzur ortamını da güvence altına alan yasal haklarını öğrenmesi gerekir. İşveren, çalışanın ruhsal ve fiziksel sağlığını korumakla yükümlüdür. Eğer bu yükümlülük yerine getirilmezse, çalışan tazminat davası açabilir.
Üstelik, çalışan haklı nedenle derhal fesih hakkını da kullanabilir. Ayrıca, mobbinge karşı açılacak davalarda, olayların yazılı veya görsel olarak belgelenmiş olması büyük avantaj sağlar. Tanık beyanları, e-posta yazışmaları, mesaj kayıtları ya da kamera görüntüleri gibi her türlü delil, davanın seyrinde belirleyici olabilir. Kısacası, hukuk sistemimiz çalışanı koruyacak donanıma sahiptir; yeter ki kişi sessiz kalmasın ve adım atmakta geç kalmasın.
Mobbing’e Uğradığınızda Nasıl Bir Yol İzlemelisiniz?
Mobbinge maruz kalan çalışanlar çoğu zaman ne yapacağını bilemez ya da çekince yaşar. Lakin, bu durumda yapılacak en büyük hata, hiçbir şey yapmadan istifa etmektir. Öncelikle mobbingin belgelenmesi, delillerin sistemli şekilde toplanması gerekir. Ardından insan kaynakları birimine yazılı olarak şikâyette bulunulmalı; gerekirse noter kanalıyla ihtar çekilmelidir. Yalnız, işveren bu süreçte önlem almak yerine mobbing uygulayan kişiyi koruyorsa, durum daha da ciddileşir. İşte bu noktada hukuki sürece başvurmak gerekir. Halbuki, çoğu çalışan bu aşamada sadece duygusal tepkilerle hareket ederek dava açmakta zorlanır.
Bu nedenle sürecin başından itibaren bir avukata danışmak, atılacak adımların stratejik olmasını sağlar. Artık mahkemeler de mobbing davalarında psikolojik raporları, iş yeri geçmişini ve çalışan üzerindeki etkileri detaylı şekilde incelemektedir. Ne yazık ki, bazı durumlarda mobbing pasif ve incelikli yöntemlerle uygulandığı için kanıtlanması zor olabilir. Ancak, doğru hazırlanmış bir dava dosyası ve sağlam deliller ile bu davaların kazanılması mümkündür. Bu nedenle, yaşanan her olayın tarih, içerik ve tanık bilgisiyle kaydedilmesi önemlidir.
Mobbing Davalarında Tazminat ve Ceza Süreçleri
Mobbing ve İş Hukuku Süreci
Mobbing mağdurları hem manevi hem de maddi tazminat talep edebilir. Mahkemeler, çalışanın uğradığı zararın boyutuna göre tazminat miktarını belirlerken, aynı zamanda işverenin kusur oranını da dikkate alır. Eğer mobbing doğrudan yöneticiler tarafından yapılmışsa, sorumluluk daha ağırdır. Ama, işveren tacizi görmezden gelmiş ya da şikayetleri ciddiye almamışsa yine sorumluluktan kaçamaz. Özellikle, uzun süreli mobbing mağduru olan çalışanlar, yaşadıkları psikolojik zararlar için yüksek tazminat kazanabilir. Ayrıca, bazı mobbing uygulamaları Türk Ceza Kanunu kapsamına giren suçlara da yol açabilir.
Hakaret, tehdit, özel hayatın gizliliğini ihlal gibi eylemler cezai soruşturma konusu olabilir. Bu bağlamda, açılacak ceza davası, mobbing davasıyla birlikte yürütülebilir. Yoksa, sadece iş mahkemesine başvurmak cezai yaptırımlar açısından yeterli olmayabilir. Ayrıca, dava sürecinde işten çıkarılan ya da istifa eden çalışanın kıdem ve ihbar tazminatları da korunur. Mahkeme, mobbing nedeniyle yapılan feshi “haklı nedenli fesih” olarak kabul ederse, işçinin tüm alacaklarını alma hakkı doğar. Fakat, bu süreç profesyonel bir hukuk desteği olmadan yürütüldüğünde sonuç çoğu zaman çalışan aleyhine olabilir.
Sonuç: Haklarınızı Biliyor Musunuz? Artık Sessiz Kalmayın
İş yerinde yaşanan psikolojik baskı ve mobbing sadece moral bozmaz; kişinin sağlığını, kariyerini ve yaşam kalitesini doğrudan etkiler. Kısacası, mobbinge karşı sessiz kalmak bir seçenek değildir. Haklarınızı bilmek ve gerektiğinde yasal yollara başvurmak, hem sizi hem de aynı durumda olan başkalarını koruyabilir. Ancak, bu sürecin doğru yönetilmesi gerekir. Profesyonel bir hukuk desteğiyle hem mobbingi ispat etmek hem de hak ettiğiniz tazminatı almak mümkündür.
Fakat, her geçen gün delillerin kaybolmasına, olayların unutulmasına ve hak düşürücü sürelerin dolmasına neden olabilir. Bu yüzden, zaman kaybetmeden harekete geçmek en doğru adımdır. Üstelik, artık yargı organları da mobbing konusunu daha duyarlı ve bilinçli şekilde ele almakta, çalışan haklarını daha güçlü şekilde korumaktadır. Lakin, her dava özel strateji ve uzmanlık ister. İşte tam da bu noktada, size rehberlik edecek bir hukuk bürosu ile çalışmak fark yaratır.
Bir yanıt yazın